28 Ocak 2010 Perşembe

SENİN KANATLARIN VAR- 2

-Demek insanın kendine borcunu ödemesi lazım... Ne güzel, ama büyük laflar ediyorsun..
-Güzel ama büyük öyle mi ? Senden de mi büyük ?
-Beni entel derinliklere çekip boğacaksın yine... Ben sana gerçekleri soruyorum...
-Anlatsana senin gerçeklerim dediklerin neler..
-İşte yine beni kışkırtıyorsun..sahip olduğum herşeyi yerle bir mi edeyim istiyorsun ?
- Sahip olduğum dediklerin, seni mutlu edenler mi, yoksa kendini sonunda sahip olmaya mecbur bıraktıkların mı, ben sadece onu soruyorum..
- Kim söyledi mutsuz olduğumu ki sana... mutluyum ben genel olarak..Tabiki mutlu olmasam da sürdürmem gereken , mecbur olduğum bazı şeyler var.. ne varki bunda ? Hep mutlu olduğumuz şeyleri mi yapıyoruz sanki hayatta....
-Bizi mutsuz ediyorsa birşey, peki neden yapıyoruz aslında ? Mutsuz ediyor beni dediklerini zorla mı yaptırtıyorlar sana ?
-Tuzun kuru tabi senin, sadece içeriden dışarıyı seyredip ahkam kesiyorsun , yayılmışsın koltuğuna...Kışkırt sal sokaklara...Hani nerede evrensel sevgi, şefkat, hoşgörü bayrak bayrak yollara diktiğin?
-Senin içindeki kaynağı fark etmen için kışkırtıcı bir ilham gerekiyorsa eğer, evet, ben seni kışkırtabilmeyi istiyorum... o ilhamın ışığı altında durmanı ve içine o ilhamı yaratan sevgiyi, şefkati, hoşgörüyü doldurmanı diliyorum..
- Laf kalabalığı yapıp karıştıracaksın yine kafamı ..Çekip gideyim mi istiyorsun.. yıllardır kurduğum herşeyi bozmamı, elimdekileri yakıp yıkmamı mı istiyorsun ?
- Yakıp yıkmanı değil, durmanı ve bakmanı istiyorum.. yıllardır kendin için oluşturmakla uğraştığın düzenin ortasında dimdik ayakta durmanı ve, sormanı istiyorum...burada neden özgür hissetmediğini kendine sormanı istiyorum..
- Ne özgürlüğünden bahsediyorsun sen? Nasıl özgür olabilirim ? Verdiğim sözler, yapmam gereken işler, benden beklenenler, sorumluluklarım dediğim bitmek bilmeyen uzun listeler varken, nasıl özgürce kanatlarımı açıp uçabilirim ?
- Durmanı ve kendine sormanı istiyorum...sadece kaçıp gitmekle mi özgür olabileceğini düşünüyorsun ?
- Koşulları nasıl yok sayabiliriz ? Tamam kendimi gönüllü soktum belki bu koşulların bir çoğuna, ama.. ....
- Gideceğin o yer, her neresiyse, oraya , özünde zaten “korkusuz” ve “özgür”olan o adamı mı , yoksa “koşullara kurban” dediğin bu adamı mı götüreceksin ?...sadece kendine dürüst olmanı istiyorum...
- Sen ne diyorsun ya ? Bana korkak dediğinin farkında mısın sen ? İçimde oturup durduğun o yerden çıkıp da sen yaşasana bu hayatı ? Bakalım sen daha farklı yaşayabilecek misin ?
- Sadece içindeki tüm kimlikleri kabul edip, burada, bulunduğun yerde, “özgür”leşmenin, mutlu olduklarını yapıp, yaptıklarından mutlu olmanın senin elinde olduğunu anlamanı istiyorum....gitmeni değil, burada kalmanı ve mutluluğunu, özgürlüğünü koşullardan bağımsız burada, her zaman yaşayabileceğini görmeni istiyorum...
-Yoldan mı çıkarmak istiyorsun sen beni ?
- Hayır yola çıkarmak istiyorum.


Birkaç ay önce yazdığım bu yazıyı blog'uma, çoook uzaklarda, Tokyo’da, oturmuş hayatıma, tam istediğim gibi, büyük bir keyifle, “uzaktan” bakarken koymaya karar verdim....Bana evini, kalbini açarak, bu harika haftayı yaşamamı sağlayan , yola çıkan o güzel insanlardan birine, Canım Özlem’ime sımsıcak bir selam olsun...