24 Eylül 2010 Cuma

SANA HİÇ SÖYLEMİŞ MİYDİM ?

Sana hiç söylemiş miydim
Beni duymadığın zamanlarda..
Bazen benim çok yanlış sesleri çıkarttığımı
Bazen de senin kulaklarının değil beni, içindekileri bile dinlemeye hazır olmadığını
Hissettiğimi..

Sana hiç söylemiş miydim
Becerebildiğin kadar sevdiğini
Olabildiğin kadar yakına geldiğini
Tutabildiğin kadar güçlü tuttuğunu ellerimi
Görebildiğimi..

Sana hiç söylemiş miydim
Seni de, kendimi de zorladığımı
Seni de, kendimi de yorduğumu
Bunu içimde hep sezdiğimi..
Sana yaşadıklarımızın yettiğini,
Banaysa, yetmediğini
Bunu içimde iyice anlayarak, kabul etme noktasına geldiğimi
İnsanın kendini çok iyi bildiği o ince sınırlara nezaketli
Yüzümü sessizce kendi yoluma çevirdiğimi
Ve bana işte o zaman gelen ilahi mucizelerin, üzerime yağdırdığı o ılık yağmurun altına yatıp da
Her şeyi yıkamak içimdeki
Ve, bırakmak sırtımda taşıdığım yükleri
İstediğimi..

Sana hiç söylemiş miydim
Elinden gelenin en iyisini yaptığını çok iyi bildiğimi
Her nereye gitmek istiyorsan oraya gitmeni istediğimi
Her kimle olmak istiyorsan onunla olmanı istediğimi
İhtiyacın olduğu her an yanına geleceğimi
Sen ne hissediyorsan, benim de onu hissettiğimi
Benim bir parçamın olduğu herşeyde
Senin de bir parçanın zaten olacağını fark ettiğimi
Çünkü seni derinden sevdiğimi..
Sana hiç söylemiş miydim ?

9 Eylül 2010 Perşembe

İNCELİKLER YÜZÜNDEN

Sevginin en içtenini coşkuyla söyleyebilirsin kelimelerinle, korkmazsan ne olacak diye
Sarınıp sarmalanmıştır o sözler incelikle
Sevginin şiddetidir ya bu, kapılıp gidesin gelir o coşkun suyuna,
Ama yıkmaz karşı tarafı asla, inşa eder tam tersine..

Yalnızlığının en derinlerini anlatabilirsin kelimelerinle, kapıları kapatmazsan sevdiğinin üstüne
Bilinmezlerini koyarsın hiç korkmadan karşındakinin önüne
Anlaşılmamış olanlar aydınlığa çıkabilsin sonunda kalbin gözünde
Yalnızlığın şiddetidir ya bu, karşındaki hiç sualsiz yanına sokulur aslında,
Derinden anlamasına sen yardım ettiğinde..

Üzüntünün, hayal kırıklığının en basit halini koyabilirsin karşındakinin ellerine, güvenirsen atmayacağına yere
Görünmezlerini görüp de, fark edebilsin senin içindeki sancıyı diye
Acının şiddetidir ya bu, canının nasıl yandığını anlar sonunda,
Sen maharetle, kırıp dökmeden ona bunu gösterebildiğinde..

Öfkenin , kızgınlığının kor ateşini fırlatmak istersin karşındakinin üstüne
Ama yapmazsın, koyarsın kalbinin şöminesine
Eve, içeri alırsın karşındakini de, sessizce kurulursun sen de o şöminenin bir köşesine
Öfkenin şiddetidir ya bu, ateşi sönene kadar seyre dalan gözlerdir belki ama,
Kalpler görüp af diler aslında, sen sessizlikte sabrettiğinde..

Olmayacağını, yanında kalamayacağını kaçmadan , yanına yanaşıp da bağırmadan, usulca söyleyebilirsin karşındakine
Alırsın o elleri tüm içtenliğinle kendi ellerine
Ve bazen hiç konuşmadan anlatırsın olanı olmayanı, tüm şefkatinle
Gidişin, geride bırakışın şiddetidir ya bu, ancak inceliklisi insana yaraşır ve anlaşılır, Karşındakini koyabildiğinde, kendinden önceye..

Umudun , içtenlikle yaşamanın coşkusunun, en ışıltılısını serpebilirsin çemberindekilerin üzerine
Beklentilerin, korkuların kemendinden kurtarıp da boynunu, önce sen özgürleştiğinde
Sevginin her formuna açarsın kendini hiç utanmadan, sereserpe
Senin olmasa da, sevdiğinin sevdiği herşeyde senin bir parçan zaten olacaktır,
Söylenmese de, hissedersin sen en derinlerde
Karşındakinin yakınlığındaki o paha biçilmez incelikte,
Zamanla form değiştiren tüm o şeylerin yürekteki yerini kabul etmenin şiddetidir ya bu,
için hep alev alev kalacak sanırsın önce
Sonra yavaşça yayılır içine,
Olana ve olmayana kendini bırakışın serinliği, sarsılmaz bir güvenle..

Tüm bunları yazarken, bir an durup dalarsın gökyüzünü seyre,
Yıldızlar dökülür avuç avuç yüzüne
Öyle güzelsin şimdi, hissettiklerinin etkisiyle
Zor anlarda, kelimeleri kılıç gibi savurma dürtüsüne direnip de, nezaketle kullanmanın şidddetidir ya bu,
Sana etrafı sevgiyle sarabilen her bir kelimeyi getiren o müthiş duyguya, dolarsın minnetle..
O müthiş duyguyu yaratan , içimizdeki o “sonsuz ve sınırsız iyi”’ye de,
Seslenirsin, "Namaste !"

* * * * * * *

Bu yazıyı hayatın beni içine koyduğu her hali incelikle ele alabileyim dileğiyle yazdım.. yani, incelikler yüzünden..