7 Şubat 2010 Pazar

YAKININA YAKLAŞTIRMAK..

Yanımızdaki insanı ne kadar tanıyoruz ? Yoksa tanıdığımızı mı varsayıyoruz ? Bir gün yanınızdaki o insan size, “bir okusana bana ilginç geldi”, deyip bir yazı uzatsa….o yazıyı O’nun yazmış olduğunu anlayabilir miydiniz ?

Bunun çok zor olduğunu söylediğinizi duyar gibiyim… “Yahu bunun ölçüsü bu mudur” diyor kiminiz, biliyorum..”Bunu anlamamam O’nu tanımadığım anlamına gelmez”, diyorsunuz kiminiz… Evet , haklısınız….Çünkü her birimiz, birbirimize yakınlık, uzaklık sınırlarımıızı bilinçli ya da bilinçsiz, kendimiz çiziyoruz..ve sonra, işimize geldiği zaman, karşı tarafın bizi kitap gibi okumasını bekliyoruz..

Ben yazarken çok şey öğrendiğimi sanırdım… kendime dair… hayata dair… ama asıl en çarpıcı olanı ne zaman öğrendim biliyor musunuz ?.. geçenlerde... bir dostum sayesinde büyük bir farkındalık yaşadım... Ben yanımdakilere dönüp şunu sormamıştım hiç….. "Bende bunların olduğunu, bunları biriktirdiğimi sanır mıydınız ?" .. Bunu soran o bahsettiğim çok yakın dostumdu… bir yakınının kalbine sokuldu, ve yazdıklarını okudu…..

“……O’na dedim ki bak internette bir yazı buldum sana da okuyayım..çok hoşuma gitti. O da oku dedi. Ben de yavaş yavaş okudum kendi yazımı, sanki başka birininmiş gibi,. vurguları yaparak okudum, çünkü kendi yazımdı. Duraklamaları bilerek okudum. Yavaş yavaş. Kendi yazım ya, içinde birşeyler varmış gibi, okuyan da hissetsin diye düşünüyorum. Birinci paragrafı okuduktan sonra bana dönüp, yaa bunlara takılırsan daha neler var hayatta bu kadar takarsan kafayı yersin, dedi. Sonra tuvaleti geldiği için kalktı gitti. 5 dakka sonra geldi geri ve devam et dedi. Kaldığım yerden devam ettim.
Okudum, okudum. Sonra bana; yani iyi de karamsar ve vs vs vs şeklinde çok önemsemediğini gösterir şeyler söyledi. Aslında yazı bana dokunaklı geliyodu, belki kendi yazım diye..Ama ne anlatmak istediğini anlamak ya da derinine girmek istemedi. Bunlara takılınarak yaşanmaz deyip, internette aradığı şeye yardımcı olmamı istedi benden……Ben de diyemedim bu yazı benimdi diye. ama bu akşam diyeceğim ona, o yazı benimdi diyeceğim.. ne tepki gösterecek diye merak ediyorum…okuyacak mı sonuna kadar tekrar, yoksa önemsiz mi gelecek ona, merak ediyorum….”

Bu dostum bana bu olanlara ilişkin ne düşündüğümü sorduğunda , bu konuyu ilk kez tam anlamıyla ve etraflıca düşündüm… O’na şunları derken buldum kendimi :

“O’na yazdıklarını okut ve sonra de ki …dün okuduğum, benim yazımdı.... benim dünyama o kadar uzaksın ki, gözüne soksam bile duygularımı, artık beni anlayabileceğinden, sana kendimi yaklaştırabileceğimden, senin bana yaklaşmayı isteyip de bunu yapabileceğinden emin değilim ve kendimi ÇOK yalnız hissediyorum....de..
Sonra O'nu dinle... bakalım sana ne söyleyecek... Ben şimdi sana soruyorum...sen O’nun sana ne diyeceğini gerçekten, samimi olarak, kalbin pırpır merak ediyor musun ? Ediyorsan eğer, o zaman O’nunla bir şansın daha olabilir belki.... çünkü o zaman , eğer O senin kalbine yanaşmak istekliliğini sana hissettirebilirse ve çabalarsa .. SEN DE ona doğru içten gelen bir sevinçle , özlemle sokulabilirsin demektir...evet... sen de bunu yapabileceksin demektir...Kendine dürüst ol … Sen ne istiyorsun aslında ? “

Ben yanımdakilere dönüp “bende bunların olduğunu, bunları biriktirdiğimi sanır mıydınız” diye sormadım..Çünkü şimdi anlıyorum ki, benim yakınımdakiler...tabi eğer ben onları yakınıma yaklaştırmış isem… onlar yakınıma gelebilmişlerse…...belki yazılarımı isimsiz okusalar, benim yazdığımı anlamazlar, ama oradakine yakın şeyler hissettiğimi söylesem şaşırmazlar ve o yazıyla bir bağ kurabildiğimi anlayabilirler…Hele bana rağmen bana yakın durabilenler, ben bu soruyu sorduğumda, bana dönüp şunu söylerler herhalde .."Sen sanır mıydın Dicle?" .... yakınıma pek yaklaştırmadıklarım ise yazdıklarımı okuduklarında , bana şaşkın şaşkın anlamsız gözlerle bakarlardı herhalde….. yok , yok aslında tam da emin değilim...

Ben en yakınımdakilerin beni tanıdığını ve anladığını, uzağımda sandıklarımın da tanımadıklarını, anlamadıklarını varsaymıyorum artık…..sürekli evrilen, değişen, dönüşen kendimi ben tam olarak tanımaya , anlamaya çalışırken , artık sadece şu soruları soruyorum kendime …

---Yakın olmak istediklerimin beni tanıyacak kadar, beni anlayacak kadar, bana yardım edebilecek kadar yanıma yaklaşmalarına izin veriyor muyum ben ?

--Ve bu sonsuz gelişim yolculuğunda yollarımız doğal olarak ayrışıp da birbirimizden uzak düşmeye başladığımızda yargılamadan, içerlemeden, kavga etmeden kabul edip, kendi yoluma gidebiliyorum muyum ben?

Bize yaklaşma izni verdiklerimizin arasında, bizi anlayamıyor, yargılıyor, eleştiriyor vs vs vs olanların veya bizi zamanla anlayamama durumuna gelenlerin varlığını anlayışla karşılayabilme bilgeliğini, sanırım ancak bu soruları kendimize dürüstçe sorabilme gücüne sarılarak bulabiliriz içimizde…

Namaste !

1 yorum:

  1. Uzak, bazen çook uzak bile olsa hissedip bilen, konuşmasa da duyan, en derinleri görebilen kim var ki senden başka?

    YanıtlaSil