18 Aralık 2009 Cuma

SEN İYİ BİR DOSTSUN !

Sizin hiç, cevapsız sorularınızdan sizi uzak tutan bir dostunuz oldu mu hayatta?
Size o soruları sormayı unutturacak değil ama,
Sormaya gerek duyduğunuzda, yakınınızda olduğunu hep hatırlatacak biri..
Bilmem lazım, dediğinizde size kendi bildiklerini anlatıp
Orda bırakmayı bilecek kadar derinliğin ayarını bilen biri...
Anlamıyorum, diye inlediğinizde siz
Herşeyi anlayamayız, diyecek kadar basit ve içten bir yürek
Sizinle oturup, bir kadeh aşk, bir kadeh umut, bir kadeh hüzün içecek.
Sizinle oturup, hiçbir şey konuşmadan paylaşmayı bilecek..

Sizin hiç sizdeki güzellikleri, siz daha onları tam doğuramadan önce, gören bir dostunuz oldu mu hayatta?
Siz gözünüzü hiç doymazcasına oraya buraya şuraya dikmişken
Yakanızdan tutup tutup sizi şu ana getiren
Siz yavaşlarken size eşlik edebilen biri..
Kendi yalpalamalarını bazen size bile duyurmadan yaşayan
Sizin iyi olmanızla iyi hissedebilen
Ağrıdan kendinizi kaybettiğiniz bir gece,
Gözlerinizi kapattığınızda yanınıza gelebilen
Elini gerçekmiş gibi sırtınızda hissettiğiniz biri..
Siz sayıklarken hasta yatağınızda , gelen konuklara gülümseyip kolonya ikram eden cömert bir yürek
Sizinle orda karanlıkta durup “Bu da Geçti” diyecek.
Sabahına kalkıp pencereden sizinle güneşi seyredecek..

Sizin hiç, sizi “siz”den korumaya çalışan bir dostunuz oldu mu hayatta ?
Dokunursanız cayır cayır yanacağınız o sobanın etrafına yüksek engeller kurup da
Sizi cesaretlendiren başka yollarla ısınmaya..
Hayatın tek yaşama biçiminin yanıp kül olmak olmadığını anlamanızı, siz fark etmeden kolaylaştıran,
Tükenmeden de hayatta kalabileceğinizi size önünüzde hazırmışcasına buldurtan,
Sabrı fark etmeden doğal yollarla size yaşatacak şekilde,
Hayata başka başka kanallar açmanıza rehber olan....
Ve tüm bunları içgüdüleriyle yapan
Susmayı bilen
Sezdiğini hissettirmeden
Sana sen olmaya çalışırken hiç yargısız, gönüllü katlanabilen
Ve gözünün içine bakıp “ben zaten bir gün gelip bunu göreceğini biliyordum..” diyebilen
Bir dostunuz oldu mu hiç sizin bu hayatta?

Arayın onu bugün
Arayın ve “Sen İyi Bir Dostsun”diyin kulağına
Ve kutlayın hayatın size getirdiği herşeyi
Bugün biri sizi aradığında..

** Dicle’nin Seval’ine, Özdemir’in Semih’ine, Sinem’in Pınar’ına, Emin’in Naci’sine, Pınar’ın Nurgül’üne, Arda’nın Yıldırım’ına, ama en çok, bu yazıya ilham olan, Evren’in Caner’ine yazıldı....isimleri sıralanamayacak kadar çok olan tüm dostlarımıza bu yazı selam olsun...

2 yorum:

  1. her zaman dostluğun kelimelerle ifade edilemeyeceğini düşünürdüm. o sadece yaşanırdı, o sadece hissedilirdi...tıpkı senin de dediğin gibi gözlerini kapattığında uzakta bile olsa yanında hissedebildiğindi dost.
    ama aslında hep hayatımızda "nasıl olsa" varolacaklarını bildiğimiz, bir gün gelirde "onu kaybeder miyim acaba?" diye düşünmediğimiz dostlarımızın şerefine... eline sağlık.

    YanıtlaSil
  2. tam da bugün, kaldırımda yürürken, ve ah diye düşünürken, ne kadar zaman oldu... zayıflamış mıdır acaba o kurduğumuz çok güzel, çok özel bağlar??..zamanla, hayatımıza giren ve çıkanlar ile arada belki bir hatırlasak bile aynı duygular canlanıyor mudur yine diye DİCLE'ciğimi düşünerek hayıflanırken akşam evde önce mailini ve şimdi blogunu görüyorum!!
    Ölmüyormuş gerçekten, ümit ettiğimiz gibi bazı dostluklar..diye havai fişekleri patlıyor içimde. Hele de bu temenninin böyle güzel sözler ile ifade edildiğini görünce. Hem seviniyorum, hem de gerçek bir ümitle doluyor içim..gerçek!

    Hayat, insanlık nereye gidiyoruz derken..sessiz bir dostun sesi ile birden ümit ile dolduran bir dostumun varlığına minnetle, güzel kalbine sevgiler ile. İyi ki açmışın o güzel kelpciğini Dicle'cim

    YanıtlaSil