2 Aralık 2009 Çarşamba

BU DA GEÇECEK..

O’nun şu an yalnız kalmaya, başına gelen bu şey’i anlamaya, hazmetmeye ve ayakta kalmak için içinde biryerlerde güç bulmaya ihtiyacı olduğunu biliyorum..Bense sadece saf enerjimle gücüne güç katmak için O’nun yanında bir askılık gibi bıkmadan, usanmadan duracağım.... hiç bıkmadan, öylece duracağım ve O’nun içinde zaten var olduğunu bildiğim, bedenini ve ruhunu iyileştirme gücünün içinden fışkırması için dua edeceğim...

Ben Doktor olsaydım eğer, yaşamı sürdüren , hastalıkları iyileştiren gücün O’nda zaten var olduğunu söylerdim.. Gözlerine şefkatle bakar, gülümserdim..Zamana ihtiyacın olduğunu, bunu anlamaya çalıştığını biliyorum derdim.. Bazen anlayamayız derdim.. Yaşamamız gereken şeyler vardır, yaşarız, ama eninde sonunda bunlar geçer derdim.. sabret derdim.. Ben Doktor olsaydım eğer, benim gözlerimin içinde hayatı arayan gözlere hesapsızca akıtırdım şefkati....İsterdim ki orada aradığı hayatın kendi gözlerinden pırıl pırıl yansıyışını fark etsin... Ben Doktor olsaydım eğer, evet tüm tıbbi açıklamaları yapardım O’na, ama incelik katardım konuşmalarıma, yanındayım derdim.. tıpkı seni çok seven tüm insanların gibi.. ben de burdayım, yanındayım.. gel hepimiz elimizden gelenin en iyisini yapalım...

Herşey insanlar için ve evet, yaşam bize bizim başımıza hiç gelmeyeceğini sandığımız şeyler getirebilir bazen.. Üzüntüler, hastalıklar, ayrılıklar, ölümler filmlerde olmaz sadece, yaşamdadır onlar, yaşamın taa içindedir...biliriz de, öyle yaşamayız nedense... masalarda konuşuruz, yanımızda oturanın ne yaşamış olabileceğini hayal bile edemeyiz...Yaşamlarımıza getireceğimiz azıcık inceliğin yanımızda oturan o hiç tanımadığımız acıyı iyileştirebileceğini görerek şaşırabiliriz...ve bir gün, aynı inceliğin bizim yaralı bedenimizin, incinmiş ruhumuzun üzerine yumuşacık serilişine tanık olabiliriz..... hayata ne veriyorsak, onu alırız çünkü...

Arkadaşlar , sevmek , evet her zaman lazım, ama asıl bugünler için iyileştiricidir.. Mutluluğu paylaşmak da beceri ister çoğu zaman, ama, acıyı paylaşmada çoklukla acemi olan ruhumuzun tutukluğu tıkarsa önümüzü, acıları paylaşarak azaltabileceğimize, hiçbir şey yapmadan da O insanın iyileşmesine yardım edebileceğimize inancımız olmazsa... yalnız kalmak istediğini söyleyen O ruhun yamacında yerleşip, sadece o hüzünlü yüze sevgiyle gülümseyebilecek olmanın değerini göremezsek eğer, çok yazık olur..

Evet Arkadaşım... Bunu yapacağım.. sadece saf enerjimle gücüne güç katmak için senin yanında bir askılık gibi bıkmadan, usanmadan duracağım.... hiç bıkmadan, öylece duracağım ve senin içinde zaten var olduğunu bildiğim, bedenini ve ruhunu iyileştirme gücünün, içinden fışkırması için dua edeceğim...sonra o suların altında hep birlikte yıkanacağız , inan bana....tüm bunlar gelecek , yaşanacak ve geçip gidecek.... Geçip , gidecek....

Bu yazıyı Marmara Üniversitesi Genel Cerrahi Prof. Dr. Özdemir Aktan’ın 10 yıl önce bana hesapsızca sunduğu şefkatin, hala içimde, çooook derinlerde taşıdığım sıcaklığının ilhamıyla yazdım.... O’nu, kalbime sonsuza kadar yerleştirdiğim derin sevgimle selamlıyorum tekrar, minnetle..

1 yorum:

  1. Arda Birinci03 Aralık, 2009

    Biraz daha yakından paylaşmak için gönderilen bu davetiye için müteşekkirim.. Dicoşum sana ve seni şekillendiren, şu an olduğun kişi yapan herkes ve herşeye teşekkürler..Umarım bizlerde ailen-dostların olarak senden bişeyler öğrenebiliriz...
    Arda Birinci

    YanıtlaSil